29 Ağustos 2012 Çarşamba

Gezgin Kurtlarım Depreşiyor

  Koca bir yazı hem iş hem de tamamen duygusal sebeplerden dolayı 10 günlük Çeşme-Alaçatı tatiliyle bitirmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum.Son bilmem kaç saatimi ekran karşısında vizesiz gidebileceğim bir yere uygun uçak bileti aramakla geçiriyorum.Sonuç :Hüsran:(

  Bu arada gezgin ruhlu arkadaşım Silmaril'e sapık gibi bin tane mesaj yolluyorum.:) Kendisi evde yok eve geçince yolladığım onca mesaja bakarken ne kadar kurtlanmış olduğumu anlayacak.O da olmasa "Şu koca dünyada yapayalnızım,bizim hiç gezimiz olmadı mı anne?" diyerek bir küçük Emrah bakışı atmak istiyorum.:)

  Ucuza bilet bulmak için kullandığım skyscanner.com ve ekobilet.com'un yanısıra Pegasus'un,Thy'nin,Sunexpress'in milyon tane seferini sorguladım.Hatta kesmedi otobüs firmalarına sardım.

Neler öğrendim?

*Almanya'ya Ulusoy ve Varan turizmin otobüsleri varmış.Hatta Varan'ın Budapeşte ve Viyana'ya kadar otobüsü olduğu yazıyor.

*Esenler otogarının websitesi varmış. Görmeniz lazım burada esenler :) Buradan Batum'a giden firma baktım.Vardar Turizm gidiyormuş bilemedim,hiç kullanmadım.

*Bayram tatili için bakıyordum bilet.Ama uygun bilet bulmak için seneye bayram biletimi bu bayramdan alsam ancak kurtarır :p

*Arayışlarımı oldukça geniş bir yelpazeden yaptım.Beyrut,Dubrovnik,Zagreb,Üsküp,Kosova,Saraybosna,Batum,Dubai,Abu Dabi,Sri Lanka,Fas,Batum,Basel,St Petersburg,Moskova,Ürdün destinasyonlarında yapıp yine de aklıma ve cebime uyanını bulamadım.

*Tur ile bir yere gitmekten çok hoşlanmasam da en uygun bütçeyle ve en kısa zamanda çok yer gezebileceğim programlar çok cazip geliyor.

  Daha zaman var belki ama ruhumun da gezmeye ihtiyacı var...



26 Ağustos 2012 Pazar

"The Expendables 2" ile Maziye Yolculuk

Tüm yazı tembelliğin dibine vurarak geçirdiğim için tatilimin son haftasında harekete geçmem gerektiğini fark ettim ve "Cehennem Melekleri 2" yi izlemeye gittim.

Öncelikle bilmeyenler için söyliyeyim sinemaların ilk seansları -ki bu seanslar 11:00-11.30 oluyor genelde- 6 TL. Bazı salonların yarı fiyatından  ve halk günlerinden bile daha ucuz.Sabah ve öğlen müsait olanlar filmleri indirimli izleyebilirler.Tabi sadece haftaiçi :P

Aksiyon filmlerini severim ama tutkun olduğum söylenemez. Sevgim de Terminatör, Rambo,Rocky Balboa,Tango ve Cash, Texas'lı Walker,Van Damme ile büyümüş olmamdan geliyor diye düşünüyorum.:) Cehennem Melekleri 'de bunların hepsinin bir toplamı gibi.Ekip de hepsi farklı yerlerde farklı savaşlar peşindeyken ortak bir düşman ve dünyayı kurtarmak için toplanıp kötü adamın peşine düşerler. Ve ölümsüz kadro iş başında.



Stallone Rambo'da ,Rocky'de nasıl dövüşüyorsa ağzı burnu dağılmış bir şekilde aynı dövüş sahneleri var. Neler yokki başka,Van Damme'in meşhur dönerek attığı uçan teknesi ve klasikleşen siyah gözlükleri,lüks arabaları; karizmatik ve zengin Bruce Willis; Arnold Schwarzeneger'in Terminatör halleri ve dudağında sigara ve Chuck Norris'in beni bitirdiği sahne  "dırıdırı nııın dı nı nı" diye tercüme edebileceğim Texas müziği,delici bakışıyla tam bir Texas'lı olarak ortaya çıkışı...Gençliğim gözümün önünden geçti.:))

Bu arada arkamda oturan bebeler film araya girdiğinde "şimdi bunların hangisi Bruce Willis?" diye bir soru  sordular.Bir anlık şoktan sonra "hey gidi gençlik hey"diye  bir iç çektim. Çıkışta filmi beğendiklerini söylüyorlardı ama filmdeki geçmişin detaylarından habersiz olduklarından muhtemelen kazınmayacaktır hafızalarına. Final sahnesindeki bir replik gibi "Bu müzelik bir şey. Hangimiz müzelik değiliz ki ? "

80'li yıllarda çocuk olmak bu filmde geçmişini bulmak demektir :)

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Evdeki huzur,bayramdır...

   Hep ileriye gitmek,daha fazlasına sahip olmak  isterken her geçen gün eskiyi ve herşeyin daha azına sahip olduğumuz günleri özlememiz çok çelişkili değil mi?

   Şeker reklamlarını izlerken gözlerin dolması "yaş almak" dediklerinden olsa gerek.Yaş almak, sadece yaşantıların çokluğunda değil yokluğu olduğunda da insanı hüzünlendiriyor.Heyecanlı bayramlarım yok artık.Büyükler gittikten ve kendim büyüyüp bir aile kuramadıktan sonra çok da anlamı olmuyor bir özlemi oluyor içime sığdıramadığım....Bayram kalabalıkla güzel çünkü. Yeni alınmış bayramlıklarla,erken kalkılan sabahlarla, özenle hazırlanan kahvaltı sofralarıyla,ailece yenen uzun kahvaltılarla, gelen misafirlerin getirdiği sıcak ekmek bazen simitle, sonra  toplanılıp herkesle bayramlaşmayla, küçüklere harçlıkla, yarı mahcup yarı sevinçli miniklerle,şeker ve kolonya tutan evin kızıyla,kahve yanında lokumla güzeldir bayramlar...

   O yarı mahcup yarı sevinçli minik de,kolonya şeker tutan genç de büyürken pek çok yaprak dökümü oldu yolunda...Belki bundandır "güz"e tutkum bir de eskileri özleyişlerim,aile olmayı hissedişlerim...
   İçindeyken fark edemiyor insan bazen.Ama "an"lar umarsızca harcanacak kadar çok değil insan ömründe.Daha kaç bayram ailemizle oluruz bilmiyoruz,kaç bayramlık ömrümüz olduğunu da..."Ömür dediğimiz bir gündür.O da bugündür" demiş ya üstad,o bir günü de her günü de eski bayramların heyacanında,mutluluğunda,tatlı telaşesinde yaşanmasını dilerim...
   Herkese nice  mutlu bayramlar...
   Evdeki huzur,işte mutluluk budur...


Şarkısı...


11 Ağustos 2012 Cumartesi

Bazen...

Bazen en sevmediğim günler; cuma ile başlayıp  pazarı da içine alan o 3 gün olur...

Bazen dostluğum; dostlarım üzülmesin diye onların mutlu anlarında kendi mutsuzluğumu içime atmam olur...

Bazen keyfim; kimsenin keyfini kaçırmamak için kabuğuma çekilmem olur...

Bazen neşem; eli gibi sokak ortasında zıplayıp gülmekten söylediklerimin anlaşılmaması olur...

Bazen aşkım; en büyük ihtiyacım,en büyük umudum ve de en büyük korkum olur...

Bazen özlemim; geçmek bilmez günlerim olur...

Bazen gözyaşlarım; durmamacasına akan nehirler olur...

Bazen ruhum; çok yaralı olur...

Ve bazen umudum; tükenmemekte direnirken çok yorgun ve yılgın olur...

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Gezgin Olmak Tam da Budur!

    Yolda olma tutkusu insanın kanına bir kere karışmaya görsün.Tüm ruhunla,bedeninle öyle sarıp sarmalıyorki kaçman kurtulman mümkün değil.Çünkü sen , o oluyor.Kaçamıyorsun kendinden,her gidiş daha da yakınlaştırıyorken kendini kendine.

    Gezginlere rehber sitelerinden birinde bu videoları gördüm ve resmen bittiğimin resmidir bugün,bu saatte,bir seyahat planım yokken hem de :((

    "Eat,move,learn" diye birer dakikalık üç video."Eat,pray,love" filmini hatırlattı ismi.Oradan esinlenmiş olmaları muhtemel ki o filmde favorilerimden biridir zaten.Bu videolar defalarca,defalarca,defalarca izleyebilirim.Ruhunun bir yarısı seyyah olan herkes de izlemeli diye düşünüyorum.

EAT


MOVE


LEARN

3 Ağustos 2012 Cuma

Kırılma Noktalarındaki Dilekler

     Kırılma noktaları vardır hayatın karar anlarında, sonucunu beklerken yüreğinize fay hatları açan...Sonunun veya sürecin nasıl olacağını bilmesem de "bir umuttur yaşatan insanı" deyip bana ihanet etmeyen umut dolu balonlarım,kozalarında tırtıllarım var benim.Kendi muhteşemliğini henüz fark edemeyen...


     Ummadığım bir anda ,ummadığım bir ihtimal geldi önüme.Herkesin(ben dahil)" bu puanla bu okulun bahçe kapısına atanamazsın dediği" bir günde bir dilek diledim çooook içten.Ama bu sefer gerçekten hayırlısını istedim.İçi çok acıyorken zordur bazen insanın yürekten "hayırlısı"diyebilmesi.Gitmemek,yapmamak,olmamak ister.Bir süre en yakın sırdaşı olumsuzluk ekleri olur hayatında...Zordur koşulsuz şartsız olmak bazen.İnsan işte...



     Biliyorum ki,şu hayatta adı "yeni" olup da beni heyecanlandırmayan bir şey yok. Yeniler güzeldir çünkü,umutludur,heyecanlıdır,değiştirir,dönüştürür,geliştirir. Yeni bir dönemde yeni bir iş yerine başlıyorum.

     Dileğim;yüreğinde koşulsuz sevgi olan herkesin dileklerinin"yeni"nin heyecanında,mutluluğunda,tükenmeyen umudunda,geliştiriciliğinde olması..


     O gün bir dilek daha dilemiştim geleceğime...Bekliyorum...